Yıkılan Binalardan İdarenin Sorumluluğu

Deprem nedeniyle yıkılan binalar ve meydana gelen diğer zararlardan ötürü, idarenin hukuki ve cezai sorumlulukları gündeme gelmektedir. İdare, deprem mevzuatına ve imar düzenlemelerine aykırı bina inşası veya denetim eksiklikleri nedeniyle sorumlu tutulabilir. İdarenin sorumluluğu, hem cezai hem de tazminat hukuku anlamında değerlendirilebilir.

Av. Furkan Cığal

4/24/20253 min oku

Yıkılan Binalardan İdarenin Sorumluluğu: Hukuki Açıdan Değerlendirme

Ülkemiz, genç jeolojik devrede bulunması nedeniyle birçok aktif fay hattına sahiptir ve bu durum, sık sık meydana gelen depremlere yol açmaktadır. Yakın zamanda 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli olarak meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremler, özellikle Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Osmaniye, Diyarbakır ve Elazığ illerini etkileyerek büyük can ve mal kayıplarına yol açmıştır. İçişleri Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, bu felaket sonucu 53.537 kişi hayatını kaybetmiş, 107.213 kişi ise yaralanmıştır. Depremler, çok sayıda binanın tamamen yıkılmasına veya ağır hasar görmesine neden olmuştur. Son olarak İstanbul'da 23 Nisan 2025 tarihinde meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, şehrin 16 milyonluk nüfusunu derinden etkilemiş ve geniş çaplı paniğe yol açmıştır. Depremin merkez üssü, İstanbul'un yaklaşık 40 kilometre güneybatısında, Marmara Denizi'nin Silivri açıklarında yer almaktadır. Sarsıntı, yaklaşık 13 saniye sürmüş ve ardından 50'den fazla artçı sarsıntı kaydedilmiştir; bunlardan en büyüğü 5.9 büyüklüğünde olmuştur .​

Deprem nedeniyle yıkılan binalar ve meydana gelen diğer zararlardan ötürü, idarenin hukuki ve cezai sorumlulukları gündeme gelmektedir. İdare, deprem mevzuatına ve imar düzenlemelerine aykırı bina inşası veya denetim eksiklikleri nedeniyle sorumlu tutulabilir. İdarenin sorumluluğu, hem cezai hem de tazminat hukuku anlamında değerlendirilebilir.

İdarenin Sorumluluğu

Deprem ve inşaat mevzuatına uygun olmayan binaların inşa edilmesinde idarenin ihmali veya denetim eksiklikleri söz konusu olabilir. Bu bağlamda sorumlu kurumlar arasında; ilçe belediyeleri, büyükşehir belediyeleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yer almaktadır. Deprem sonucu yıkılan binaların inşasında eksiklik bulunan idari kurumlar, idare hukuku çerçevesinde tazminat sorumluluğu taşıyabilir.

Bu tür tazminat talepleri, idare mahkemelerinde açılacak "tam yargı davası" ile gündeme gelebilir.

Tam Yargı Davası Nedir ve Nasıl Açılır?

İdarenin tazminat sorumluluğunun gündeme gelmesi için, ilgili idari kurumlara karşı tam yargı davası açılması gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, bu süreci düzenlemektedir. Deprem nedeniyle oluşan zararın tazminatı için önce "ön karar başvurusunda" bulunulmalıdır. Ön karar başvurusu, zararın öğrenildiği ve sorumluların tespit edildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her durumda 5 yıl içinde yapılabilir. Örneğin, 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremde zararın fark edilmesi durumunda, en geç 6 Şubat 2028’e kadar ön karar başvurusu yapılabilir.

Başvurunun ardından, idari kurum tarafından olumsuz bir yanıt alınırsa, bu yanıttan itibaren 60 gün içinde İdare Mahkemesine tam yargı davası açılmalıdır. Eğer idare hiç yanıt vermezse, bu durum "idarenin susması" olarak değerlendirilir ve başvuru tarihinden itibaren 30 gün içinde herhangi bir cevap alınmazsa, 60 gün içinde dava açılabilir.

Tam Yargı Davasında Talep Edilebilecek Zararlar

Tam yargı davası sırasında, depremler sonucu oluşan zararlar ve kayıplar için çeşitli tazminat talepleri yapılabilir:

  1. Manevi Zararlar: Depremde hayatını kaybedenlerin yakınları, manevi tazminat ve cenaze ile defin giderleri talep edebilir. Ayrıca, ölen kişinin desteğinden yoksun kalan kişiler, destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunabilirler.

  2. Maddi Zararlar: Deprem nedeniyle mal varlığı zarar gören kişiler, zarar gören konutlarının piyasa değerini ve eşyalarının bedelini idareden talep edebilirler.

  3. Destekten Yoksun Kalma Tazminatı: Vefat eden kişinin desteğinden yararlanan kişiler, maddi zararlarının yanı sıra, yoksun kaldıkları desteğin karşılığını idareden talep edebilirler. Bu tazminat, yalnızca mirasçılara değil, ölen kişiye maddi destek sağlayan herkese verilebilir.

Sonuç Olarak

İdare hukuku kapsamında, deprem gibi doğal afetlerin ardından meydana gelen bina yıkımlarında, idarenin sorumluluğu önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan denetim eksiklikleri veya mevzuata aykırılıklar nedeniyle idarenin tazminat sorumluluğu gündeme gelir. Bu tür durumlarla karşılaşan kişilerin, belirtilen yasal süreler içinde tam yargı davası açarak zararlarının tazmini için başvurması gerekmektedir. İdare mahkemelerine başvurular, idarenin sorumluluğunu belirlemek ve tazminat taleplerini yerine getirmek adına kritik bir adım olacaktır.

Bu yazı, Cığal & Dündar Hukuk Bürosu olarak, yıkılan binalardan kaynaklanan idari sorumlulukların hukukî boyutlarına dair kapsamlı bir bakış sunmayı amaçlamaktadır. Sorularınız veya başvurularınız için bizlerle iletişime geçebilirsiniz.